27 Mayıs 2010 Perşembe

Babanızın cenazesinde ne giymek istersiniz?

Boş valiz karşımda ağzı açık duruyor. Çekmecede giysilerim, fırlamış bana bakıyorlar. Ben bir ona bir öbürüne gözüm takılarak ortada sersem sersem dolaşıyorum. Pantolon koymalı mıyım? Kaç günlüğüne gidiyorum? Acaba soğuk mudur, hırka alsam mı? Şu rahat tişörtlerden almam lazım, süslü püslü görünmek için son gün bugünler herhalde. Elimi neye attıysam çok renkli neşeli. Hiç bugünleri düşünüp şöyle mütevazi bir şeyler almamışım. Ya çok paspal, ya çok süslü, renkli. Biri gelseydi keşke benimle, benim yerime valizi hazırlardı, şimdi ne alayım derdim olmazdı dedim kendi kendime. Peki yarın? Cenaze töreninde? Hadi bakalım, hiç bunu düşünmemiştim. Bu bir tartışma konusu olmalı. “Babanızın cenazesinde ne giymek istersiniz?”

Önce geleneksel siyah uzun kollu bir şeyler bulmalıyım dedim. Ama hüzün yakışmazdı, tertemiz, bakımlı, düzgün bir şeyler giymem lazım, sırf geleneklere uyacağım diye babamın karşısına paspal çıkamam ki. Çok renkli şeyleri de sevmezdi, çok dikkat çekiyorsun derdi. Çünkü 70-80 lerde dört kız çocuğu büyütmek belirgin bir kaygı ve koruma güdüsü gerektirir, babamda fazlasıyla vardı. Bizim güvende olmamız, eğitimli olmamız, güçlü olmamızı isterdi. Zarar görmeden ve aynı zamanda temiz kalarak yaşamak çok kolay değil. Babam bunu yaptı ve sanırım bize de bunu yaptırdı.

Ama onu karşısına şık ve düzgün çıkmak istiyorum. Hüzün yakıştıramadım hayatı yarı hüzünle geçen o adama. Mücadele eden, seven, koruyan, eğiten, vizyon açan, hayat veren… Şimdi bütün çocukları tek tek yanına toplanıyoruz. Kurduğu, kurulmasını sağladığı bütün hayatlar… Hüzün yakışır mı böyle bir cenaze törenine? Ölüm acısı taşıyan hiçbir şarkıyı babama yakıştıramıyorum, çünkü bu bir acı değil, bir hoşça kal. Tekrar görüşmek üzere bir geçici veda. Sevgi ve huzur dolu bir ev, bir hayat. Güçlü bir aile. Seven birbirini destekleyen kalpler. Herkes bir araya geliyoruz..

Hala bulamadım ne giymek istediğimi, başıma hangi örtüyü örtmek istediğimi. Ne renk olmak istediğimi, nasıl görünmek istediğimi. Valize attım bir iki parça bir şey. Birinden birini seçeceğim veda günü için. Aslında biliyorum ölenler bir yere gitmez.

Gene de insan önceden önceden düşünmeli mi acaba, babası hayatta iken daha, “Babamın cenazesinde ne giymek isterim?” diye. Sonradan afallamamak son dakikada yanlış kararlar vermemek için?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder